BAYRAMLARDA ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMALIYIZ?
Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı
dini bayramlar olarak evlerde, sevdiklerimiz ile kutladığımız bayramalardır. Bu
bayramları güzel kılan sevdiğimiz insanlarla bir araya gelmemizi sağlamasıdır.
Aylarca görüşmediğimiz tanıdıklarımızla bu bayramlar vesilesi ile görüşme
şansı, arayıp sesini duyma şansı yakalamış oluruz.
Küçük çocuklar için ise durum
biraz daha farklıdır. Bayram için alınmış bayramlıklarla ya da dolabımızda olan
ama az giyilmiş özel günler için saklanan annemizin yıkayıp, ütüleyip
hazırladığı cici kıyafet ve ayakkabılarla şeker ve harçlık toplama
anlamındadır.
Bayram ziyaretleri sırasında
çocuklar kendi evine gelen kişilerle ve bayramlaşmak için gittiği evlerde
birçok kişiyle bir araya gelirler. Biz büyüklerin bayram günlerinde küçük
çocuklardan beklediği davranışlar olur. El öpmesi gibi, kolonya şeker vermesi
gibi, sohbet edip sorulan sorulara cevap vermesi gibi davranışlardır.
Bizler bayram günlerinde
çocuklarımızdan nasıl davranışlar sergilemesini istiyorsak öncesinde bu
davranışları konuşmalı ve öğretmeliyiz. Büyüklerinin elini öpmek, şeker ve
harçlık verildiği zaman teşekkür etmek, soru sorulduğu zaman kibarca yanıt
vermek gibi öncesinde bu durumlar konuşulmalı ve çocuklar bayramlaşmaya hazır
edilmelidir. Evde küçük provalar ile bayram ziyaretlerine alıştırılan çocuklar
çok daha kolay istenilen davranışları göstermektedir.
Bayram günü toplum içinde çocuk
eğitilmez, bayramlaşmaya zorlanılmaz. Öyle olunca zaten utanan çocuk daha da
utanacak ve bizimle iletişimi kesecektir.
Gittiğimiz evlerde başka
çocuklara ve çocukların ailelerine ve kendi çocuğumuza asla;
“Aaa! Sen kocaman olmuşsun hala bayramlaşmayı öğrenemedin mi?”
“Bay görüyor musun Ali’yi ne güze el öpüyor, sorulan sorulara
cevap veriyor. Sense öyle bakıyorsun. Aaaa! Ne kadar ayıp.”
“Bizim çocuk biraz yabani, pek insan içine çıkmıyor ne olacak
öğrenemedi tabii ki”
“Bizim çocuğa biz öğrettik biliyor, siz neden öğretmediniz?
Verin ben öğreteyim. Baaak böyle öpecek anlına koyacaksın işte. Aferin. Öğren
öğren bunları.”
“ Biz küçük çocukken böyle miydik ohooo! Neler neler yapardık.
Şimdiki çocuklar yabani ne olacak evden dışarı çıkmıyorlar, öğrenemiyorlar.”
“Adın ne senin? Hıı! Adın yok mu? Dilini mi yuttun yoksa?
Bakayım dilin var mı?”
Gibi hem kendi çocuğumuza hem de
başkalarının çocuklarına, çocukları ile ilgili ailelerine bu söylemlerde
bulunmamalıyız. Bu söylemler çocukların üstünde tam tersi olumsuz etki yapar ve
iletişimi imkansızlaştırır. Çocukların daha önce hiç görmedikleri kişilerin
yanında utanması, sıkılması, konuşmak istememesi, iletişim kurmaması çok
normaldir. Yarım saatlik görüşmeler sırasında büyük bir yetişkinmiş gibi
konuşmasını ve davranmasını beklememeliyiz.
Adı üstünde karşımızdaki bir
“Çocuk”. Onlar hayatı bizlerden öğrenecekler. Bizler onlara rol model olacağız.
Onlardan neyi görmek istiyorsak öncelikle biz onlara göstermeliyiz. Çocuklar
zamanla büyüyecek ve olgunlaşacaktır. Olumsuz etiketlerle çocukları
utandırmamalı ve çevresindeki kişilere karşı kabuk örmelerine neden
olunmamalıdır.
En güzel eğitim sevgiyle yapılan,
rol model olarak yapılan eğitimdir. Çocuklarımızı sevelim ve onlara rol model
olarak hayata hazırlayalım.
Sevgiyle kalın. İyi Bayramlar...
Seçil
CAN YÜZGÜL
İlker karahasan yorumladı:
Çocuklarımız için verdiğiniz emeklere paha biçilemez herşey için çok teşekürler. Aileniz ve sevdikleriniz ile birlikte sağlıklı huzurlu bir bayram geçirmenizi diler ramazan bayramınızı tebrik ederiz.